Yıllardır ‘geçici koruma’ statüsü ile vatanımızda misafir ettiÄŸimiz mülteciler yüzünden; Türk halkı 2’ye bölünmüş durumda. Bir kısmı; enayi yerine koyulup ülke ekonomisinden onlara harcanan payın haksızlığından ÅŸikayetçi, bir kısmı ise; empati yaparak, geleceÄŸi belirsiz bu vatansızlara yardım elçisi.
Benim bugün ki yazım ise; sapla samanı karıştırmamak, kurunun yanında yaşı da yakmamak adına; kaleme alınan bir mülteci hikayesi…
Memleketinde; Türk askerleri PKK, PYD ve YPG’ye karşı savaşırken, Termal’de piknik yapan bir Suriyeli deÄŸil Gülhasan. KurÅŸunlar altında yaÅŸayan babasına, alın teriyle çalışarak ekmek parası gönderen Afgan mültecisi bir adam.
Tanrı misafiri olarak ağırlandığı ülkede; taşkınlık yapan, kavga çıkaran, karıya kıza sarkarak karakolluk olan, hatta haberlere konu olan bir Suriyeli değil Gülhasan. Memleket hasretiyle içi kavrulsa da, yabancı ellerde hayata tutunmaya çalışan bir adam.
EÅŸi ve çocuklarını terk edip Yalova’ya yerleÅŸen, Kipa’da tanıştığı kadınla beraber yaÅŸamaya baÅŸlayan, 5. çocuÄŸunu da Türkiye’de dünyaya getiren bir Suriyeli deÄŸil Gülhasan. Annesi vefat edince psikolojisi bozulan, aylarca psikiyatri polikliniÄŸinde tedavi alan; yalnız bir Afgan adam.
İnsanlara kendini acındırarak; zorla para koparmaya çalışan, Suriyeli bir dilenci deÄŸil Gülhasan. Balıkçılar’da küllük boÅŸaltmakla baÅŸladığı iÅŸini komiliÄŸe taşıyan, ardından; garsonluÄŸa yükselen bir adam.
Mülteci olarak geldiÄŸi Yalova’da sadece arapça konuÅŸan, Türkleri zaman zaman ingilizce bilmemekle küçümseyen bir Suriyeli deÄŸil Gülhasan. 4 yıldır sığındığı toprakların dilini, maÄŸdur olmamak için öğrenen; su gibi türkçe konuÅŸan, Afgan bir adam.
Beşşar Esad karşıtlarıyla mücadele etmek yerine; doğduğu vatanı terk edip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmek için başvuruda bulunan bir Suriyeli değil Gülhasan. Eğitimini yarıda bırakarak vatanımızda misafir olan, 24 yaşında bir adam.
Afrin’de Türk askerleri ÅŸehit olurken, Yalova’da denize karşı nargile içip eÄŸlenen bir Suriyeli deÄŸil Gülhasan. Canlı bombaların arasında yaÅŸayan 4 kardeÅŸine harçlık gönderebilmek için; ayakta durmaya çalışan Afgan mültecisi bir adam.
Cumhuriyet nesilleri “Türk’ün Türk’ten baÅŸka dostu yoktur” anlayışı ile yetiÅŸti. O yüzden mültecileri asla anlamlandıramayacağımız netleÅŸti.
YaÅŸayacağımız bir muharebe karşısında ne sığınacak baÅŸka bir topraÄŸa gideriz, ne de bizi misafir edecek dost ülkelerle karşılaÅŸabiliriz. Bu sebeple, vatanımız kıymetini bilelim ve koruma saÄŸladığımız mültecilerin bir an önce, barış içinde ülkelerine dönebilmeleri için dua edelim…